Nevşehir‘in Avanos ilçesinde çocukken dedesinin atölyesinde öğrendiği çanakçılığı meslek edinen 56 yaşındaki Hakan Hakkı Çöl, gelişen teknolojiye rağmen geleneksel çarklı tezgahlarda çamura şekil vermeyi sürdürüyor.
Bölgede Hititler döneminden beri süregelen ve yaklaşık 5 bin yıllık geçmişi olan çanakçılık, ilçede nesilden nesile aktarılarak devam ettiriliyor.
Kapadokya’yı ziyaret eden yerli ve yabancı konukların uğrak noktalarından Avanos’ta, aile büyüklerinden öğrendiği mesleği devam ettiren çanak ustalarından Çöl, geçimini çamura şekil vererek sağlıyor.
Henüz ilkokula gitmeden dedesinin atölyesinde toprakla haşır neşir olmaya başlayan Çöl, 6 yaşında çırak, 16 yaşında ustalık unvanı elde ettiği sektörde, geleneksel yöntemleri kullanmayı sürdürüyor.
Çöl, taleplere yetişebilmek adına seri üretim yapılabilen atölyelerin aksine çarklı tezgahta alın teri dökerek el emeğiyle ilçenin simgelerinden testi ve peynir küpü gibi malzemeler üretiyor.
İki yıl önce emekli olmasına rağmen yıllarını verdiği tezgahından kopamayan Çöl, güne her sabah çamur kararak başlıyor.
Çanak ustası Hakan Hakkı Çöl, AA muhabirine, geçmişte ilçedeki her evden mutlaka en az bir kişinin çanak atölyelerinde çalıştığını, mesleğin inceliklerinin dededen toruna aktarıldığını söyledi.
Dedesi ve babasının da çanak ustası olduğunu, aile yadigarı atölyeyi ayakta tutmak için yıllardır çamura şekil verdiğini anlatan Çöl, turizmin gelişmesiyle mesleklerine yenilikler katıldığını dile getirdi.
“Ürünlerimiz yurt içi ve dışına satılıyor”
Kendisinin ürünleri geleneksel metotların dışına çıkmadan ortaya çıkarmayı sürdürdüğünü aktaran Çöl, şöyle konuştu:
“1980’li yıllarda plastiğe geçiş olmuştu. İnsanlar bir müddet kullandıktan sonra hastalıklar artınca tekrar toprak malzemelerin kullanımına yöneldi. Burada peynir, su, güveç kapları eski usul yapılıyor, vatandaşlarca da alınıyor. Atölyeye dağdan traktörle toprak gelir, elendikten sonra çamur çıkarılır. Bir gün bekledikten sonra üretim aşamasına geçilir. Yapılan ürün, hava şartlarına göre 3 gün ile bir hafta arasında kurumaya bırakılır. Ardından da yaklaşık 800 derecelik fırında pişirilerek hazır hale gelir. Ürünlerimiz yurt içi ve dışına satılıyor. Daha çok Suudi Arabistan ve Almanya’ya gidiyor. Atölyenin kokusu ayrı, içeri girdiğinde aldığın koku huzur veriyor. İşimizi severek yapıyoruz. Sevmesek bu yaşlarda gelip çalışmayız.”
Ustalar, gençlerin atölyelerden uzak durmasından endişeli
Geçen yıllarda ihtiyaçtan dolayı gençlerin çalışmaya teşvik edildiğini ancak son dönemlerde çırak yetiştirememenin üzüntüsünü yaşadıklarını dile getiren Çöl, “Her meslek grubunda olduğu gibi biz de çırak bulamıyoruz. Gençler az çalışıp, çok para kazanmayı düşünüyor. İnşallah yanılırım ama 10-15 yıla kadar mesleğimiz biter. Bu işin geleceği var, istediğin ürünü topraktan yapabilirsin ama gençler eskisi gibi çalışmıyor.” ifadelerini kullandı.